![]() |
Tweet |
Külünk, İstanbul’un deprem gerçeğiyle ilgili endişelerin doğru şekilde ele alınması gerektiğini, ancak bazı kişilerin bu endişeleri fırsat bilerek şehir üzerinde korku yaratma çabası içinde olduğunu vurguladı.
İSTANBUL’UN RİSKİ VE KORKU SERMAYESİ
Külünk, İstanbul’da deprem riskiyle ilgili yapılan açıklamalara dikkat çekerek, “Deprem gerçeği hepimiz için acı bir gerçek. 6 Şubat depreminin ardından gördüğümüz acılar, hem psikolojik hem de maddi anlamda büyük yıkımlara yol açtı. Ancak, İstanbul’u boşaltın, büyük bir felaket geliyor gibi ifadeler, halkı paniğe sevk eder. Bu tür korku senaryoları toplum üzerinde daha büyük psikolojik etkiler yaratmaktadır” dedi.
İSTANBUL’UN SİLÜETİNE SALDIRI
Metin Külünk, İstanbul’un kimlik ve kültürünün hedef alındığına dikkat çekerek, “Biz İstanbul’un 1453’ü kabul etmeyen bazı çevrelerin hedefinde olduğunu biliyoruz. İstanbul’un silüetinde yer alan hilal ve ayyıldız, bu şehri simgeleyen önemli değerlerdir. İstanbul’un sahip olduğu bu kültürel mirası yok saymak isteyen akıl, İstanbul’u 1453 öncesine dönüştürmeye çalışıyor” dedi.
BİLİM ADAMI KİMLİĞİ ARKASINA SAKLANAN SİYASİ ÇIKAR
Külünk, depreme karşı olan endişelerin bilimsel zeminde, doğru bir şekilde ele alınması gerektiğine vurgu yaptı:
“Bilim adamlığı kimliğiyle yapılan açıklamalara saygı duymakla birlikte, bu kimliklerin arkasına saklanarak başka siyasi ve ideolojik amaçlar gütmek, kabul edilemez. İstanbul’un deprem tehlikesi, sakin bir şekilde bilimsel yöntemlerle ele alınmalı, halkın psikolojik olarak rahatlatılması için somut çözümler üretilmelidir. Ancak, bilimsel düşüncenin ardına saklanan bu tür manipülatif açıklamalar, toplumu daha da endişelendirmekten başka bir işe yaramaz."
GEREKEN ADIMLARIN ATILMASI ŞART
Metin Külünk, İstanbul’daki deprem riskine karşı, şehrin hazırlıklı olması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul’un geleceği için somut adımlar atılmalı, kentsel dönüşüm projeleri hızlandırılmalıdır. Hükümet ve yerel yönetimler, halkın güvenliğini sağlamak için depreme dayanıklı yapılar inşa etmeli ve insanlarımızı gerçek anlamda rahatlatmalıdır.”