![]() |
Tweet |
“NE BAĞIRDILAR, NE TAŞ ATTILAR, SADECE SESSİZDİLER”
Ahmet Sevim, yaşananları şu sözlerle değerlendirdi:
“Ne bağırdılar, ne taş attılar. Ellerinde pankart yoktu, tek söyledikleri ‘Çocuklar ölmesin’di. Bu ülkede artık barış talebi dahi suç gibi muamele görüyor. Kadınların yerde sürüklendiği o anlar, bize bir şeyi tekrar hatırlattı: Zulüm her dönem farklı kılıklara bürünür ama hep aynı şekilde susturmaya çalışır.”
“BAŞÖRTÜSÜYLE KAPILARDA BEKLEYEN GENÇLERİ UNUTMADIK”
Sevim, geçmişte yaşanan benzer hak ihlallerine de gönderme yaparak, toplum hafızasının yok sayılamayacağını belirtti:
“Bir zamanlar başörtüsüyle okul kapılarında bekleyen genç kızlar da sürüklenmişti. O zaman da ‘emir böyle’, ‘kamu düzeni’ denmişti. Bugün benzer bahanelerle ‘çocuklar ölmesin’ diyen kadınlara aynı muamele reva görülüyor. Dün mazlum olanlar bugün zalimin safında duruyorsa, biz o düzenin karşısında durmaya devam edeceğiz.”
“ZULME EMİR DİYENLERİ DE, SUSANLARI DA UNUTMAYACAĞIZ”
Polislerin bu tür eylemlerde kullandığı “emir kulu” ifadesini de eleştiren Sevim, vicdan ve hukuk arasında tercih yapılması gerektiğini vurguladı:
“Bu muameleyi yapan senin, benim akrabam olabilir. ‘Emir verildi, uyguladım’ diyerek kimse aklanamaz. Zulme ‘görev’ diyenler de, buna sessiz kalanlar da sorumludur. Unutmayalım: Zulme sessiz kalmak, ona ortak olmaktır.”
“ADALETİ HATIRLATMAK BİZİM BOYNUMUZUN BORCU”
Ahmet Sevim, adaletin siyasetin değil insanlığın temel taşı olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Gazze’yi savunmak suç değildir. İnsan olmak, vicdan sahibi olmak suç değildir. Cumhuriyet ve Adalet Partisi olarak, kimden gelirse gelsin haksızlığın karşısında, kimin başına gelirse gelsin adaletin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu zulüm düzenine teslim olmayacağız.”