|
Tweet |
“BİR BABA, BİR EĞİTİMCİ OLARAK YÜREĞİM DAĞLANDI”
İki kız çocuğu babası olduğunu ve geçmişte iki yıl boyunca ilahiyat fakültesinde gençlerle iç içe çalıştığını belirten Ferruh Doğan, Sena Düzgün’ün acı kaybının kendisini derinden sarstığını ifade etti:
“Sena’nın sessiz çığlığına hiçbirimiz kulak veremedik. Şimdi bir baba, bir eğitimci ve bir insan olarak soruyorum: Kaç çocuğumuz daha sessizce yok olana dek bekleyeceğiz?”
“ÇOCUKLARIMIZLA SEVGİ VE GÜVEN KÖPRÜLERİ KURALIM”
Ailelere seslenen Doğan, gençlerin yaşadığı baskı, yalnızlık ve korkuların çoğu zaman dışarıdan fark edilmediğine dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Aileler olarak çocuklarımızla aramızda sevgi, güven ve anlayış köprüleri kurmalıyız. Eğitim kurumları, cemaat yapıları ve sosyal çevreler; insan onurunu esas alan, bireysel farklılıklara saygılı güvenli alanlar olmalıdır.”
“SESSİZLİK, BİR ÇIĞLIK OLABİLİR”
Sena’nın artık geri getirilemeyeceğini ancak onun hatırasının yaşatılarak başka gençlerin hayatına dokunulabileceğini vurgulayan Ferruh Doğan, çağrısını şu sözlerle tamamladı:
“Lütfen geç olmadan çocuklarımızı dinleyelim. Sadece başarılarına değil, ruh hallerine de dikkat edelim. Bir çocuğun sessizliği, bazen en büyük yardım çığlığıdır.”
Ferruh Doğan, tüm toplumu gençlerin duygusal dünyasına daha duyarlı olmaya ve erken sinyalleri görmeye çağırarak, “İntiharların önlenmesi için susmayalım, geç kalmayalım” dedi.
