Tweet |
Baran, Türkiye’nin 1990 yılında imzaladığı ve uluslararası bağlayıcılığı bulunan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmadığını ifade ederek, bu durumun, çocuk hakları ve insan haklarının ülke genelinde ne denli ihmal edildiğinin bir göstergesi olduğunu vurguladı. Çocukların korunmasına yönelik ulusal ve uluslararası sözleşmelerin birer formalite gibi değerlendirildiğini belirten Baran, bu sözleşmelerin, tıpkı diğer bağlayıcı düzenlemeler gibi “raflarda tozlandığını” ifade etti.
Bu eksikliklerin örnekleri arasında 2011 yılında yürürlüğe giren Lanzarote Sözleşmesi’ni ve 6284 Sayılı Kanun’u gösteren Baran, uygulamada yetersiz kalınmasının çocukların yaşam haklarını tehlikeye attığını söyledi. Baran, her gün yeni bir istismar veya ihmal haberiyle karşılaşıldığını, adalet arayışlarının mahkeme salonlarında son bulduğunu belirtti. Özellikle çocuk istismarlarıyla ilgili yeterli adımlar atılmamasını eleştirirken, toplumda artan çürümenin altında bu ihmallerin yattığını dile getirdi.
Hükümetin çocuklarla ilgili ihmal ve istismar vakalarına yaklaşımını sert bir dille eleştiren Baran, kaybolan çocukların verilerinin bile paylaşılmadığını, çocuk katliamlarına yönelik araştırmaların mecliste reddedildiğini ifade etti. Baran, bu sessizliğin ve eylemsizliğin bir iktidar politikası haline geldiğini belirtti. Özellikle İzmir'de meydana gelen yangında hayatını kaybeden 5 çocuğun ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yeterli açıklama yapmadığını ve olayın takipçisi olunmadığını vurguladı.
“Rakamlar gerçekleri yansıtmıyor!”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a yönelik eleştirilerinde de oldukça net ifadeler kullanan Baran, Türkiye’de milyonlarca çocuğun yoksulluk sınırının altında yaşamasına rağmen bakanlığın bütçe kullanımındaki yetersizliklerine dikkat çekti. Türkiye’deki 6,5 milyon çocuğun aşırı yoksulluk içinde yaşadığı bir ortamda yalnızca 170 bin çocuğa sosyal destek
sağlanabildiğini ifade eden Baran, bu rakamların gerçek tabloyu yansıtmaktan uzak olduğunu belirtti.
“Yardımlar yetersiz”
Kadın istihdamına yönelik yardımların da yetersiz olduğunu belirten Baran, 2023 yılı bütçesinden kullanılmayan yaklaşık 50 milyon liranın akıbetini sorguladı. Bu fonların, temel ihtiyaçları bile karşılanamayan aileler için neden kullanılmadığını sorarak, özellikle İzmir’deki yangında 5 çocuğunu kaybeden ailenin durumuna atıfta bulundu. Bu gibi olayların, devletin sosyal politikalarının başarısızlığını gözler önüne serdiğini söyledi.
Baran, açıklamasının sonunda Bakan Göktaş’a açık bir çağrıda bulunarak, ya sessizliğini bozup istifa etmesi ya da görevden ayrılarak sorumluluğunu kabul etmesi gerektiğini ifade etti. Çocukların geleceği için mücadele eden herkesin adalet arayışına devam edeceğini belirten Baran, “Biz susmayacağız; çocuklarımıza adalet gelene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz” diyerek açıklamasını sonlandırdı.