Tweet |
"AÇLIK SINIRININ ALTINDA BİR YAŞAM DAYATILIYOR"
Başkan Candeğer, TÜİK’in cilalanmış verileri üzerinden yapılan tartışmaların, asgari ücretlilere ve emeklilere reva görülen açlık sınırı altındaki yaşamı meşrulaştırmaya çalıştığını ifade etti:
"Asgari ücret, 17 bin 2 lira üzerinden tartışılıyor. Ancak bu rakamın zaten açlık sınırının altında olduğunu hepimiz biliyoruz. TÜİK’in cilalı verileriyle oluşturulan tablolar üzerinden, milyonlarca insanımıza açlık sınırını dahi geçmeyecek bir rakamı nasıl lütuf gibi sunarız diye konuşuyorlar. Bu, vicdanların köreldiği bir tartışmadır."
"EMEKLİLERİN HAKKI, BİR YEMEK BAHŞİŞİYLE GEÇİNİN DEMEK DEĞİLDİR"
Emekli maaşlarına yönelik zam tartışmalarını da eleştiren Candeğer, "Yıllarını bu ülkeye vermiş, alın teriyle çalışmış emeklilere 12 bin 500 lira reva görülüyor. Üç beş ballı maaşlı yöneticilerin bir yemek bahşişine denk düşen bu rakamla insanlara bir ay geçin diyoruz. Bu, bir başarısızlık hikayesi olmasına rağmen, bir başarı gibi sunuluyor" dedi.
"VERDİKLERİ ASGARİ ÜCRETLE ODUN KÖMÜR BİLE ALINMAZ"
Başkan Candeğer, asgari ücretin en temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu vurguladı:
"Bu ülkede verecekleri asgari ücretle insanlar ne yiyecek, ne içecek? Verdikleri maaşla bırakın bir ay geçinmeyi, kışlık odun kömür bile alınmaz. Bu tablo, hükümetin enflasyonla mücadeledeki başarısızlığının en somut göstergesidir. Öncelikli olarak enflasyonu kontrol altına almalı, halkı açlık ve yoksulluğa mahkûm eden bu düzeni değiştirmelidir."
"ÖNCELİK ENFLASYONLA MÜCADELE OLMALIDIR"
Candeğer, maaş zamlarının gerçek enflasyon verileri üzerinden yapılması gerektiğini belirterek, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
"Asgari ücretliler, emekliler ve çalışanlar için hayat her geçen gün daha zor hale geliyor. Halkın temel ihtiyaçlarını karşılayamayacağı bir maaşı sunmak, çözüm değil, krizin derinleşmesidir. Enflasyonu düşürmeden maaş artışları hiçbir anlam ifade etmez. Hükümeti, halkın gerçek ihtiyaçlarına cevap verecek adımlar atmaya çağırıyoruz. Bu ekonomi politikaları sürdürülemez, halkımız bu yükü daha fazla taşıyamaz!"