Tweet |
"POTANSİYELİMİZİ DEĞERLENDİREMİYORUZ"
Türkiye’nin genç ve yaratıcı nüfusuyla hizmet ihracatında lider ülkelerden biri olması gerektiğini belirten Demir, mevcut tabloyu şöyle değerlendirdi:
“Dünya hizmet ticareti 2023 yılında 7,6 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaştı. Ancak Türkiye’nin bu pastadan aldığı pay sadece %1,3. Turizm ve taşımacılığı çıkardığınızda bu oran binde 26’ya kadar düşüyor. Bu, Türkiye’nin potansiyeline ihanet anlamına gelir. Yaratıcı sektörlerden müşavirlik hizmetlerine, fikri mülkiyet haklarından mimari tasarıma kadar her alanda dünya ile yarışabilecek kapasitemiz var. Ancak yanlış teşvik politikaları ve liyakatsizlik nedeniyle bu potansiyeli değerlendiremiyoruz.”
"MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ DÜŞÜŞTE"
Türkiye’nin gurur duyduğu müteahhitlik hizmetlerinin de yıllar içinde gerilediğine dikkat çeken Demir, rakamlarla durumu özetledi:
“2006 yılında yurt dışı müteahhitlik hizmetlerimiz 879 milyon dolar net katkı sağlarken, bu rakam 2023’te 287 milyon dolara kadar düştü. Dünyanın en büyük müteahhitlik firmalarıyla rekabet etmek bir yana, sektör her geçen yıl kan kaybediyor. Fransa’da tek bir müteahhitlik firması 2023 yılında 44 milyar dolarlık iş yaparken, bizim tüm firmalarımızın toplamı 27 milyar dolarda kalıyor. Bu tablo kabul edilemez.”
"FİKRİ MÜLKİYET HAKLARINDA KARA DELİK"
Fikri mülkiyet haklarındaki açığa da dikkat çeken Demir, çarpıcı bir karşılaştırma yaptı:
“2023 yılında fikri mülkiyet haklarından elde ettiğimiz ihracat geliri sadece 471 milyon dolar. Ancak ithalatımız tam 3,6 milyar dolar. Bu alanda 3,1 milyar dolarlık açık veriyoruz. Ünlü bir çizgi film karakteri olan Super Mario’nun tek başına elde ettiği gelir, Türkiye’nin tüm fikri mülkiyet haklarından elde ettiği gelirden 3 kat fazla. Bu durum, yaratıcı ekonomiyi ne kadar ihmal ettiğimizin açık bir göstergesi.”
"ÇÖZÜM: YARATICILIĞI VE LİYAKATİ ÖN PLANA ALAN POLİTİKALAR"
Türkiye’nin hizmet ihracatında dünya ile rekabet edebilir düzeye ulaşması için çözüm önerilerini sıralayan Demir, şunları söyledi:
“Türkiye’nin genç ve yaratıcı nüfusunu harekete geçirmeliyiz. Eğitim sistemini fikirleri ve yaratıcılığı destekleyecek şekilde yeniden yapılandırmalıyız. Bu, okul öncesinden başlayarak üniversite eğitimine kadar her aşamada yapılmalıdır. İhtiyacımız olan kaynak, israfı önleyerek yaratılabilir. Kamu kaynaklarını doğru yönlendirdiğimizde çocuklarımızın ve gençlerimizin önü açılacak. Hizmet ihracatında sadece turizme ve taşımacılığa bağımlı kalmak, bu potansiyeli heba etmektir.”
"TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ HİZMET İHRACATINDA YATIYOR"
Demir, Türkiye’nin geleceğinin yaratıcı sektörlerde olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye, potansiyelini değerlendirecek politikalarla dünya hizmet ihracatında önemli bir yere gelebilir. Ancak bu, liyakatsiz yöneticiler ve eksik politikalarla mümkün değildir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ekonomide hak ettiğimiz noktaya ulaşmak için kararlıyız. Türkiye’nin hizmet ihracatını çeşitlendirmek ve dünya ile rekabet edecek bir seviyeye taşımak bizim önceliğimizdir.”