Tweet |
“SURİYE’NİN ZENGİNLİKLERİ RUSYA TARAFINDAN TOPLANDI”
Karakurt, Suriye’nin zengin doğal kaynaklarının ve ekonomik değerlerinin Rusya tarafından çıkarıldığını ve bunun geri dönüşünün zor olduğunu ifade etti:
“Suriye halkının zenginlikleri, yıllardır Rusya tarafından toplanıp götürüldü. Rusya gibi bir devlet bu zenginliklere kolay kolay elinden bırakmaz. Bu, bölgedeki halkın kaderini belirleyen en acı gerçeklerden biridir. Suriye’nin zenginliklerini sahiplenebilecek tek güç Rusya’dır; ne İran ne başka bir devlet bunu yapamaz.”
“MİLYONLARCA İNSANIN TRAJEDİSİ”
Beşar Esad rejiminin milyonlarca insanı yerinden ederek büyük bir insani krize neden olduğunu hatırlatan Karakurt, şu ifadeleri kullandı:
“Milyonlarca insanı mülteci durumuna düşüren bir liderin bugün kendisinin mülteci durumuna düşmesi tarihin bir ironisidir. Esad rejimi, Suriye halkının hem fiziki hem ekonomik kaynaklarını tüketti. Bugün geldiğimiz noktada, sadece Suriye halkı değil, tüm bölge bu durumun sonuçlarını yaşıyor.”
“RUSYA VE ESAD’IN GELECEĞİ”
Karakurt, Rusya’nın bölgedeki çıkarlarını ve Esad’ın durumunu değerlendirerek şunları söyledi:
“Rusya, Suriye’de uzun vadeli çıkarlarını koruma noktasında güçlü bir aktör olarak kalmaya devam edecek. Esad’ın durumu ise bu tablo içinde belirsizliğini koruyor. Ancak Suriye halkının yaşadığı trajedi karşısında, onun geleceği ne olursa olsun halkın çektiği acıların yanında çok küçük kalıyor.”
“TÜRKİYE BÖLGENİN İSTİKRARI İÇİN ÇALIŞMALI”
Ali Karakurt, Türkiye’nin Suriye’deki insani ve diplomatik misyonunun önemine de dikkat çekti:
“Türkiye, Suriye’de halkın barış ve güvenliği için adımlar atmaya devam etmeli. Bölgedeki trajedilerin son bulması, ancak tüm tarafların katkısıyla mümkün olacaktır. Türkiye, bu süreçte hem bölgesel hem insani sorumluluğunu kararlılıkla yerine getirmelidir.”
“TARİHİN İRONİSİ”
Karakurt, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Milyonlarca insanın mülteci durumuna düşmesine neden olan Esad rejimi, bugün aynı kaderi paylaşıyor. Ancak bu durum Suriye halkının yaşadığı büyük trajediyi değiştirmez. Bizim için önemli olan, bölge halkının barış ve refah içinde yaşamasını sağlayacak adımları atmaktır.”