![]() |
Tweet |
Gazze’de süregelen abluka, bombardımanlar ve sivil yerleşim alanlarına yönelik saldırılar karşısında oluşan uluslararası sessizlik ortamının, sadece insani değil aynı zamanda jeopolitik bir tehdit doğurduğunu dile getiren İlhan, yaşananların mazur gösterilemeyecek boyutlara ulaştığını ifade etti. Gazze halkının açlığa, susuzluğa ve temel sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmasına göz yuman ülkelerin, yalnızca hukuki değil, tarihsel ve ahlaki bir sorumluluk altına girdiğini belirtti.
Bu Saldırıların Hedefi Bir Şehir Değil, Bir Direniş Ruhudur
İlhan, İsrail’in yürüttüğü saldırı politikasının yalnızca coğrafi bir işgal değil, halkların direniş iradesini kırmayı amaçlayan bir strateji olduğunu söyledi. Bu sürecin yalnızca Gazze’yi değil; bölge genelinde barışa, adalete ve istikrara inanan tüm kesimleri hedef aldığını ifade etti. İsrail’in Filistin üzerinden yürüttüğü askeri ve siyasi operasyonların, aslında Ortadoğu’da bağımsız duruş sergileyen her yapıyı sindirmeye yönelik olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin resmi makamları tarafından yapılan açıklamalarda İsrail’e yönelik sert eleştirilerin yer aldığını ancak bu söylemlerin ekonomik ve diplomatik uygulamalarla desteklenmediğini belirten Hacı İlhan, söylem ve eylem arasındaki bu uyumsuzluğun kamuoyunda ciddi bir güven bunalımına yol açtığını dile getirdi. Türkiye’nin dış politikasında tutarlı, ilkeli ve caydırıcı bir çizgi izlenmesi gerektiğine işaret eden İlhan, Gazze’de yaşanan insanlık dışı saldırılar karşısında sembolik çıkışların değil, fiili yaptırımların önem taşıdığını belirtti.
Türkiye, Hakikatin Tarafında Yer Almak Zorundadır
Hacı İlhan, Türkiye’nin tarihsel sorumluluğunun yalnızca diplomatik tepkiyle sınırlı olmadığını, yaşananların doğrudan ülkenin stratejik güvenliğini de ilgilendirdiğini ifade ederek, bugünkü sessizliğin ileride çok daha büyük bedelleri beraberinde getireceğine dikkat çekti. Gazze'de yaşananlara karşı gösterilecek kararlı duruşun, sadece Filistin halkı için değil, tüm insanlık adına verilecek bir sınav olduğunu belirtti.
Açıklamasının sonunda, kamu vicdanında yükselen tepkinin dikkate alınmasını ve siyasi karar alıcıların samimi, tutarlı ve kararlı bir dış politika benimsemeleri gerektiğini vurgulayan İlhan, “Bugün Gazze’ye yönelik saldırıları yalnızca izlemek, yarın bu topraklarda benzer senaryolara zemin hazırlamak anlamına gelir. Saadet Partisi olarak bizler, bu gerçeğin farkındayız ve iktidarı da bu tarihi sorumluluğun gereğini yapmaya davet ediyoruz” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.