![]() |
Tweet |
“KİM OLURSA OLSUN, YOLSUZLUĞA GÖZ YUMULMAMALI”
Siyasi kimliklerin yolsuzluk konusunda hiçbir şekilde koruma kalkanı olamayacağını vurgulayan Hamit Karış, etik değerlere dayalı bir kamu yönetimi çağrısında bulundu:
“Yolsuzluğun failine değil, fiiline bakılmalıdır. Bir kişi ister iktidar mensubu olsun, ister muhalefet temsilcisi… Kamu kaynağını kötüye kullanıyorsa, bunun siyasi kimliği değil, hukuki sorumluluğu konuşulmalıdır. Aksi halde toplumun devlete ve adalete olan güveni kalmaz.”
“YATIRIM ORTAMININ EN BÜYÜK ENGELİ: GÜVENSİZLİK”
İş dünyasının içinden biri olarak değerlendirmelerde bulunan Karış, yolsuzluğun yalnızca kamusal bir etik sorunu değil, aynı zamanda yatırım ortamını doğrudan etkileyen bir tehdit olduğunu belirtti:
“Şeffaflık olmayan yerde sermaye kalıcı olmaz. Uluslararası yatırımcıların ilk baktığı şey, hesap verilebilirliktir. Yargı bağımsız değilse, kamu alımları şaibeliyse, ihaleler şeffaf yürütülmüyorsa; ne yerli ne de yabancı girişimci o ülkeye güven duymaz.”
“İŞ DÜNYASI KENDİNE DÖNMELİ, ÖNCE KENDİNDEN SORUMLU OLMALI”
Yolsuzlukla mücadelede sadece siyaseti değil, özel sektörü de sorumlu tutan Karış, şirketlerin etik kuralları ve iç denetim mekanizmalarını güçlendirmesi gerektiğini belirtti:
“Şirketlerin kendi içlerinde hesap verebilir bir kültür oluşturması şarttır. Denetim süreçleri göstermelik olmamalı, gerçekçi olmalı. İş dünyası olarak hem devletten hem birbirimizden hesap sorabilmeliyiz. Aksi halde rekabet değil, kayırma kazanır.”
“ETİK, TÜM KURUMLARIN ORTAK PAYDASI HALİNE GELMELİ”
Hamit Karış açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Türkiye'nin sadece siyasi değil, ahlaki bir restorasyona da ihtiyacı var. Etik kavramı, siyasetin olduğu kadar ticaretin, medyanın, akademinin ve tüm sivil toplumun temel pusulası olmalı. Yolsuzlukla mücadele yalnızca hukukla değil, değerlerle yapılır. Bu mücadele, ancak toplumsal bir seferberlikle başarıya ulaşabilir.”