![]() |
Tweet |
Coşkuner, “Toplumun sinir uçlarıyla oynayan kavramlar, barışa değil; güvensizliğe ve kutuplaşmaya hizmet eder. Devletin tüm birimleri dikkatli olmalı, milletin ortak değerleriyle çatışan hiçbir söyleme alan tanınmamalıdır” dedi.
“KULLANILAN DİLİN ALTINDA YATAN AMAÇLAR GÖZDEN KAÇIRILMAMALI”
Necati Coşkuner, açıklamada geçen “Lozan”, “soykırım”, “anayasa” gibi kavramların siyasi hafızada ve kamu vicdanında karşılığı olan başlıklar olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu kelimeler, yalnızca metinsel tercihler değildir. Bunlar bir zihniyetin dışa vurumudur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarına yönelik ima ve ithamların barışçıl bir sürecin parçası gibi sunulması kabul edilemez. Devletin bu dili çözüm değil, bir provokasyon olarak görmesi gerekir.”
“TOPLUMUN GÜVENİNİ KAZANMAK ANCAK ŞEFFAFLIKLA MÜMKÜNDÜR”
Coşkuner, sürecin yürütülme biçimine dair kamuoyunda oluşan soru işaretlerinin giderilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Kamuoyunun süreç hakkında yeterince bilgilendirilmemesi, halkın bu girişimlere mesafeli yaklaşmasına neden olmaktadır. Halkın güvenini kazanmak istiyorsak, gizli yürütülen planlar değil; açık, ilkeli ve milletin vicdanına seslenen bir yaklaşım gereklidir. Her gelişme şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmalı, belirsizliklere yer bırakılmamalıdır.”
“HAZIRLIK KAĞIT ÜZERİNDE KALIRSA, SONUÇ GÜVENSİZLİK OLUR”
Aksaray Kurucu İl Başkanı Necati Coşkuner, açıklamasının devamında devletin bu sürece yalnızca stratejik değil, ahlaki bir sorumlulukla yaklaşması gerektiğini ifade etti:
“Süreç üzerinde bir hazırlık olduğu açıktır, ancak bu hazırlık yalnızca masa başı çalışmalarıyla sınırlı kalırsa karşılık bulmaz. Toplum, söylenenin değil yapılanın peşindedir. Bu nedenle kağıt üzerindeki senaryoları değil, uygulamadaki ciddiyeti görmek istiyor. Aksi takdirde süreç daha başlamadan meşruiyetini kaybeder.”
“AKSARAY HALKI NETLİK VE DÜRÜSTLÜK BEKLEMEKTEDİR”
Açıklamasını Aksaray kamuoyuna dönük bir mesajla tamamlayan Necati Coşkuner, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Aksaray halkı bu ülkenin birlik ve bütünlüğüne inanan, feraseti yüksek bir millettir. Bu halk, yöneticilerden beklentisini açıkça ortaya koymaktadır: Dürüstlük, tutarlılık ve netlik. Devleti yönetenler de bu beklentiye uygun şekilde hareket etmeli, halkın güvenini sarsacak açıklamalardan ve adımlardan uzak durmalıdır. Barış ancak toplumun ortak vicdanıyla mümkündür.”