![]() |
Tweet |
Uluslararası Kriz Grubu’nun Gazze’ye ilişkin yayımladığı son raporu değerlendiren Nihat Baraç, bölgede temel gıda maddelerine ulaşımın kasıtlı olarak engellendiğini belirtti. Rapora göre 2,2 milyon Gazzelinin ölümcül bir açlık riskiyle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Baraç, şu değerlendirmede bulundu:
“Nüfusun büyük kısmı artık hayatta kalmak için yemek artıklarıyla besleniyor. Gazze’de açlık, İsrail tarafından sistematik ve bilinçli biçimde bir savaş yöntemi olarak kullanılmakta. Bu, modern bir kuşatma ve insan hakları ihlalidir.”
“Madleen Gemisine Müdahale, İnsani Hukukun İhlalidir”
DEVA Partisi Bingöl İl Başkanı Baraç, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak üzere yola çıkan ve İsrail güçleri tarafından açık sularda durdurulan "Madleen" gemisine yönelik müdahaleyi de eleştirdi. Gemide bulunan aktivistlerin gözaltına alınmasını “insanlığa karşı işlenmiş bir baskı örneği” olarak tanımlayan Baraç, şunları söyledi:
“Silahsız, yalnızca yardım taşıyan bir tekneye yönelik müdahale hiçbir gerekçeyle meşru gösterilemez. ‘Madleen’ yalnızca ilaç ve gıda değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanını taşıyordu. Bu vicdan, şu an gözaltında.”
Türkiye’nin bu süreçte yalnızca açıklamalarla değil, somut ve ilkeli dış politika adımlarıyla inisiyatif alması gerektiğini vurgulayan Baraç, hükümetin Filistin politikalarını eleştirdi:
“İktidar, Gazze’ye dair geçmişteki olaylarda olduğu gibi yine sınırlı ve etkisiz tepkilerle yetinmektedir. Sosyal medya mesajları ve yazılı metinlerle diplomasi yürütülemez. Gerçek irade, ekonomik ve diplomatik kararlarla ortaya konur. İktidar, ticari ilişkilerdeki çelişkiyi ortadan kaldırmalı ve kamuoyuna şeffaf biçimde bilgi vermelidir.”
Baraç, geçmişte yaşanan Mavi Marmara sürecine de atıfta bulunarak benzer hataların tekrar edilmemesi gerektiğini ifade etti:
“O dönemde vatandaşlarımızın hukuki mücadelesi TBMM’deki bir anlaşma ile sona erdirildi. Aynı yaklaşım bugün ‘Madleen’ konusunda sergilenmemelidir. Türkiye’nin uluslararası itibarı, ancak ilkeli ve kararlı bir duruşla korunur.”