![]() |
Tweet |
“İnfazda Temel İlke: Toplumsal Vicdanla Hukukun Dengesi”
Cezaevlerinde yaşanan yoğunluk ve fiziki sıkıntıların yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Recep Mutlutürk, bu ihtiyacın mutlak suretle adalet ilkesiyle dengelenmesi gerektiğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bir infaz düzenlemesi yalnızca sayısal bir boşaltım süreci değildir. Kime nasıl uygulandığı, toplumda hangi izlenimi bıraktığı ve mağdurlar üzerinde nasıl bir etki yarattığı dikkate alınmadan yapılacak her düzenleme, adaletin ruhunu örseler. Yaşlılar, ağır hastalar, hamileler gibi gruplar için makul çözümler mümkündür. Ancak bu insani zemine, ağır suç faillerinin dahil edilmesi, kabul edilemez.”
“Kapsamlı Af Çağrışımı Yapan Yaklaşımlar Tehlikelidir”
Özellikle organize suçlar, kadın ve çocuklara karşı şiddet, cinsel istismar, uyuşturucu ticareti gibi ağır suçlarla mücadelede infaz düzenlemelerinin gevşetilmesinin kamu güvenliği açısından risk oluşturduğunu belirten Mutlutürk, “Devlet affetmeden önce sormalıdır: Toplum hazır mı? Mağdur razı mı? Hukuk buna elverişli mi? Eğer bu sorulara içtenlikle ‘evet’ denilemiyorsa, bu düzenlemeler bir reform değil, bir zafiyet haline gelir” ifadelerini kullandı.
“Yeni Anayasa Arayışı Samimiyetse, Kişisel Hedeflere Kapalı Olmalıdır”
Gündemdeki anayasa değişikliği tartışmalarına da değinen Recep Mutlutürk, darbe anayasasının artık Türkiye'yi taşıyamadığını, ancak yeni anayasanın kişilere özel siyasi hesaplar için değil, milletin geleceği için hazırlanması gerektiğini vurguladı:
“Yeni anayasa, bir kişinin yeniden adaylığına zemin hazırlamak üzere gündeme getiriliyorsa, bu girişim ne meşru olur ne de kalıcı olur. Anayasa değişikliği ancak milletin ortak değerleriyle, şeffaflıkla ve katılımla hazırlanırsa anlam taşır. Aksi halde bu metin, milletin değil, iktidarın metni olur.”
“Meclis Süreci İşletilmeden Yapılan Tartışmalar Ciddiyet Kaybıdır”
Mutlutürk ayrıca, infaz yasasıyla ilgili resmi bir teklif Meclis’e sunulmadan yapılan basın açıklamaları ve kamuoyu yönlendirmelerinin, yasama sürecinin ağırlığına gölge düşürdüğünü belirtti:
“Bir teklif varsa, Meclis’e sunulsun; yoksa medya üzerinden yönlendirme yapılmasın. Hukuk düzeni basın açıklamalarıyla değil, kurumsal süreçlerle işler. Bu ciddiyet, sadece siyaset kurumu için değil, vatandaşın güveni açısından da hayati önemdedir.”
Açıklamasının sonunda parti duruşlarını net ifadelerle ortaya koyan Recep Mutlutürk, şunları söyledi:
“Yeniden Refah Partisi olarak biz, günü kurtaran hamlelerin değil, nesillerin hukukunu güvenceye alan politikaların yanındayız. Af görüntüsü taşıyan geniş infaz düzenlemelerine karşıyız. Yeni anayasa adı altında kişisel hesapları önceleyen bir yaklaşıma da karşıyız. Biz adaletin olduğu yerde dururuz, halkın sesi olan yerde yürürüz.”