![]() |
Tweet |
Başkan Taşkın Gömüç, enflasyonun yalnızca istatistiksel bir oran değil, milyonlarca insanın yaşam mücadelesi olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Bugün TÜİK %37 enflasyon açıklıyor, ama pazarda, markette, fatura kalemlerinde bu oranların katbekat fazlası yaşanıyor. Açlık sınırı 24 bin TL, yoksulluk sınırı 81 bin TL’yi geçmiş durumda. Buna rağmen hâlâ resmi ağızlardan ‘ekonomi düzeliyor’ açıklamaları duyuyoruz. Bu, halkın aklıyla alay etmektir.”
Gömüç, özellikle sabit gelirli kesimlerin, emeklilerin ve küçük üreticilerin gelirlerinin enflasyon karşısında eridiğini, sosyal adaletin hızla zedelendiğini belirtti.
FAİZ VE KUR POLİTİKALARI EKONOMİDE GÜVENSİZLİK ÜRETİYORTaşkın Gömüç, Türkiye ekonomisinin sıcak para girişine bağımlı hale getirildiğini ve bunun istikrarsızlığa neden olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
“Kur korumalı mevduat gibi uygulamalar Türk Lirası’nı güçlendirmemiş, aksine dövize bağımlılığı artırmıştır. Faizler yükselmiş ama enflasyon düşmemiştir. Üretim azalmış, ithalat artmıştır. Bu politika halkı değil, rantı korumaktadır.”
ANAHTAR PARTİ’DEN EKONOMİDE DÖNÜŞÜM İÇİN BEŞ TEMEL ADIMBaşkan Taşkın Gömüç, Anahtar Parti’nin Türkiye ekonomisinin yeniden ayağa kalkması için önerdiği temel reform adımlarını şu şekilde sıraladı:
Kurumsal Bağımsızlık ve Şeffaflık: Ekonomi yönetimi, bağımsız kurullar eliyle şeffaf biçimde yürütülmeli; veriler kamuoyuna açık olmalıdır.
Üretim Odaklı Para Politikası: Faiz ve kur politikaları, üretimi ve ihracatı destekleyecek dengeli bir yapıya oturtulmalıdır.
Adil Vergi Reformu: Dar gelirli kesim üzerindeki yük azaltılmalı, büyük gelir grupları daha adil biçimde vergilendirilmelidir.
Yerli Üretim ve Kırsal Kalkınma: Tarım, hayvancılık ve yerel üretim merkezleri desteklenmeli, ithalat bağımlılığı azaltılmalıdır.
İstihdam ve Sosyal Destek Genişletilmeli: Gençler, kadınlar ve emekliler için yaşamı kolaylaştıran sosyal politikalar uygulanmalıdır.
TÜRKİYE’NİN KAYNAĞI VAR, EKSİK OLAN ADALETLİ YÖNETİŞİMDİRAçıklamasının sonunda Taşkın Gömüç şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’nin üretim gücü var, insan kaynağı var, potansiyeli var. Ancak bu kaynaklar adil ve planlı şekilde yönetilmiyor. Anahtar Parti olarak biz, kaynağın doğru kullanıldığı, halkın refahının önce geldiği yeni bir ekonomi anlayışı öneriyoruz. Çünkü biz, yoksulluğun değil; kalkınmanın tarafındayız. Daha adil bir gelecek mümkündür.”