![]() |
Tweet |
Gömüç, açıklamasında Anadolu’nun vicdan coğrafyasında yer alan her ilçenin, Gazze gibi yaralı topraklara karşı sorumluluk taşıdığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Bizler Arapgir’de merhameti, adaleti, dayanışmayı yaşatan bir kültürün taşıyıcılarıyız. Filistin’de bir çocuk annesiz kaldığında, burada bir annenin yüreği boşalır. Bu kopuş, sadece coğrafi değil, ahlaki bir parçalanmadır. Biz bunu kabul etmiyoruz.”
“Gazze İçin Yapılmayan Her Şey, Vicdanda Bir Eksikliktir”
Taşkın Gömüç, siyasi söylemlerde sıkça dile getirilen “denge”, “ihtiyat” ve “ticaret” argümanlarını vicdanla bağdaşmayan gerekçeler olarak nitelendirdi:
“Gazze’ye yardım gönderirken aynı anda İsrail’le ticari ilişkileri sürdürmek, bu milletin aklıyla alay etmektir. Liman yönünü değiştirerek değil, duruş yönünü değiştirerek bir şey kazanabiliriz. Bugün yapılmayan her şey, yarın kendi evlatlarımızın vicdanında yankılanacaktır.”
Gömüç, sadece insani yardımlarla yetinilmesini reddederek, daha derin ve kalıcı bir duruşun gerekliliğine dikkat çekti:
“Yardım kolileri dağıtmak kolaydır, ama zalimle mesafe koymak zordur. Biz kolay olanı yaparak kendimizi aklayamayız. Bu milletin tarihi, zora talip olmuş bir tarihtir. Bugün o tarihi yazma sırası bizdedir. Ya dik dururuz ya siliniriz.”
Açıklamasını güçlü bir uyarı ile bitiren Taşkın Gömüç, sessiz kalmanın artık tercih değil, açık bir sorumluluk ihlali olduğunu ifade etti:
“Bu bir testtir. Ama sadece İsrail’in değil, bizim de testimizdir. Bu sınavda katil zaten bellidir. Ama sessiz kalanlar da sanıktır. Biz Arapgir’den ses veriyoruz: Gazze’nin yarasına sırt dönen her iktidar, her kurum ve her vicdan, kendi haysiyetini yitirmeye başlamıştır.”