![]() |
Tweet |
Tümenci, saldırıların sivilleri ve akademik kadroları hedef almasının, uluslararası hukuk açısından açık bir savaş suçu teşkil ettiğini belirterek şunları kaydetti:
“İranlı bilim insanlarının ve ailelerinin yaşadığı bölgelerin hedef alınması, İsrail’in güvenlik bahanesiyle yürüttüğü sistematik saldırganlığın boyutunu gözler önüne seriyor. Bugün İran’dır, dün Gazze’ydi, yarın kimin hedef olacağı belirsizdir. İşte bu nedenle bölgemiz için tarihi bir dönüm noktasındayız.”
“Türkiye Yalnızca Kınamakla Yetinemez”
Başkan Tümenci, Türkiye'nin sadece tepki açıklamalarıyla değil, etkili ve caydırıcı adımlarla bu sürece müdahil olması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin bölgesel barışın mihenk taşlarından biri olduğunu hatırlatan Tümenci, şu stratejik adımların atılmasının elzem olduğunu söyledi:
Kürecik Radar Üssü’nün faaliyetlerine son verilmelidir,
İncirlik Üssü’nün işlevi gözden geçirilmeli ve kapatılmalıdır,
İsrail’e enerji, lojistik ve ticaret hatları durdurulmalıdır,
İslam İşbirliği Teşkilatı acil olarak toplanmalı, net ve somut kararlar alınmalıdır.
“Bugün Sessiz Kalanlar, Yarın Aynı Yangının İçinde Kalacaktır”
Tümenci, açıklamasında bölge ülkelerine de net bir mesaj verdi: “Siyonist zulme karşı net duruş sergilemeyen her ülke, er ya da geç bu saldırgan politikanın hedefi haline gelecektir. Trump hayranlığıyla veya İsrail’le ittifak kurarak güvenlik sağlanamaz. Güvenliğin yolu adaletin yanında durmaktır” dedi.
“Muğla’dan Kudüs’e, Adaleti Savunmaya Devam Edeceğiz”
Tümenci, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Milli Görüş’ün taşıdığı tarihî sorumlulukla biz Saadet Partililer olarak, Muğla’dan tüm Türkiye’ye ve insanlığa sesleniyoruz: Siyonist İsrail’in uluslararası hukuku çiğneyen, sivilleri hedef alan, coğrafyamızı istikrarsızlığa sürükleyen her adımı karşısında duracağız. İran halkına başsağlığı diliyor, insanlık vicdanını ayaklar altına alan bu saldırıları en net şekilde kınıyoruz.”