![]() |
Tweet |
“Eşit Temsil ve Katılımcı Yönetim Şart”
Yaşar Artar, Kerkük’ün çok etnili yapısının siyasi istismara açık hale getirildiğini belirterek, adil temsiliyetin sağlanamamasının bölgeyi sürekli bir gerilim hattına dönüştürdüğünü ifade etti:
“Türkmenler, Kürtler, Araplar ve diğer gruplar arasında adaletli bir yönetim modeli oluşturulmadığı sürece Kerkük üzerinden yürütülen her senaryo ya dış müdahaleye açık hale gelir ya da içeride toplumsal çatışmayı körükler. Bu karmaşa sadece Irak'ın geleceğini değil, Türkiye'nin güvenlik mimarisini de doğrudan etkiler.”
“Manisa’dan Kerkük’e Vicdani Dayanışma”
Gelecek Partisi’nin yalnızca sınır politikalarında değil, hukuk, insan hakları ve ortak yaşam bilinci temelinde bir dış politika yaklaşımı benimsediğini dile getiren Artar, Manisa’dan yükselen sesin evrensel bir adalet çağrısı olduğunu belirtti:
“Kerkük bizim için yalnızca komşu bir şehrin adı değil; ortak tarihi ve insani sorumluluğun simgesidir. Manisa’dan bakıldığında da adaletin yeri, zamanın ve haritanın ötesindedir. Bu nedenle biz, oradaki her haksızlığı kendi kentimizdeki bir sorun gibi görürüz.”
“Bölgesel Kalkınma, Toplumsal Uyumla Mümkün”
Yaşar Artar, yalnızca siyasi çözümlerin yeterli olmadığını, ekonomik iş birlikleri ve toplumsal uyumun da barışı destekleyecek araçlar olduğunu vurgulayarak açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Orta Doğu’nun kaderi kriz değil, kalkınma olmalıdır. Bu da ancak herkesin kendini eşit hissettiği bir düzenle mümkündür. Kerkük’te tesis edilecek barış, hem Irak’a hem Türkiye’ye nefes aldırır. Gelecek Partisi olarak biz, bu anlayışla bölge halklarının ortak yararını önceleyen bir dış politika çağrısını yinelemekten geri durmayacağız.”