![]() |
Tweet |
“Devletin bütünlüğünü, milletin birliğini ilgilendiren bu tür hassas başlıklar, kapalı kapılar ardında değil; toplumun bilgisi dâhilinde, açık ve şeffaf bir şekilde ele alınmalıdır. 1999’dan bu yana benzer içerikte girişimler tecrübe edilmiştir. Ancak sonuçları itibarıyla kamu vicdanında karşılık bulmadığı görülmüştür. Aynı yöntemin tekrarından medet ummak, milletin hafızasını yok saymak anlamına gelir.”
“EKONOMİK ZORLUKLAR, MİLLİ POLİTİKA YÖNLENDİRME ARACI OLAMAZ”
Yusuf Furan, açıklamasında son dönemde yaşanan ekonomik sorunların, kamuoyunun hassasiyet gösterdiği güvenlik ve toplumsal bütünlük konularında perdeleme aracı haline getirilmesinden endişe duyduklarını ifade etti.
“Vatandaşlarımız artan yaşam maliyeti ve geçim sıkıntısıyla karşı karşıyadır. Ancak bu tablo, devletin temel politikalarının yönünü değiştirmek ya da milletin sesi duyulmasın diye toplumsal ilgiyi dağıtmak amacıyla kullanılmamalıdır. Kriz koşulları, açık istişare ihtiyacını ortadan kaldırmaz; aksine daha da gerekli hale getirir.”
“TOPLUMSAL HAFIZA GÖRMEZDEN GELİNEREK YENİ BİR SAYFA AÇILAMAZ”
Açıklamasında toplumun geçmişte yaşadığı acı tecrübelerin dikkate alınması gerektiğine de değinen Furan, sürecin geçmişle yüzleşmeden geleceğe taşınamayacağını belirtti:
“Milletimiz, güvenlik konusunda ağır bedeller ödemiştir. Bu nedenle yürütülecek her girişimde şeffaflık, hesap verebilirlik ve kamu denetimi esas olmalıdır. Siyasi söylemlerin değiştiği ama toplumun kaygılarının aynı kaldığı bir zeminde güven tesis etmek mümkün değildir.”
“REFERANDUM, MİLLETİN HAKKINI DOĞRUDAN KULLANMASIDIR”
Furan, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Anahtar Parti olarak sürecin yöntemine dikkat çekiyoruz. Barış, masa başında değil; halkın gönlünde ve sandıkta kurulur. Bu nedenle toplumu yakından ilgilendiren her konuda olduğu gibi, burada da nihai karar hakkı milletindir. Referandum, yalnızca demokratik bir araç değil; meşruiyetin temelidir. Bedelini millet ödemişse, karar da millete bırakılmalıdır.”