|
Tweet |
Durmaz, Gazze’deki trajedinin giderek büyüdüğünü ve Türkiye’nin bu duruma duyarsız kalamayacağını belirtti: “Gazze halkı, yıllardır süren işgal ve zulümle karşı karşıya. Türkiye, bu zulme karşı adaletin ve insan haklarının savunucusu olmalıdır. Türkiye, Gazze’de yaşanan vahşete karşı sadece kınamakla yetinmemeli, somut ve kararlı adımlar atmalıdır. Uluslararası alanda bu zulme karşı sesimizi yükseltmek, hepimizin görevidir.”
“İkili Standartlardan Vazgeçmeliyiz”
Türkiye’nin dış politikasındaki tutarsızlıkları eleştiren Durmaz, şunları söyledi: “Bir yanda Gazze’ye ‘One Minute’ haykırışları yapılırken, diğer yanda İsrail ile ticaretin devam etmesi büyük bir çelişkidir. Bu tutarsızlık, Türkiye’nin ulusal çıkarları ve halkımızın vicdanı ile bağdaşmaz. Dış politikamızda samimi ve tutarlı bir duruş sergilemeliyiz. Zulme karşı net bir tavır almalı, Gazze halkının yanında olmalıyız.”
“İsrail’e Karşı Güçlü Bir Boykot Uygulanmalıdır”
Durmaz, Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerini yeniden değerlendirmesi gerektiğini belirterek, “İsrail’in işlediği insanlık suçlarına karşı Türkiye, sadece kınamakla yetinmemeli, somut adımlar atmalıdır. İsrail ile olan ekonomik ve diplomatik ilişkiler derhal sonlandırılmalı ve bir ambargo uygulanmalıdır. Bu, sadece Gazze halkı için değil, uluslararası vicdan için de bir zorunluluktur” dedi.
“Gazze’ye Yardım İçin Türkiye Destek Olmalı”
Gazze’ye yardım göndermeye hazırlanan filoların Türkiye tarafından desteklenmesi gerektiğini ifade eden Durmaz, “Gazze halkının yaşadığı insani krize karşı Türkiye, tüm gücüyle bu yardımları desteklemelidir. Yardım filolarının güvenliği sağlanmalı, Türkiye bu konuda her türlü desteği sunmalıdır. Türkiye’nin vereceği bu destek, sadece Gazze halkı için değil, tüm insanlık için bir örnek olacaktır” dedi.
“Zulme Karşı Sesini Çıkarmayan Tarih Önünde Hesap Verecektir”
Abdulkadir Durmaz, açıklamalarını şu sert uyarı ile sonlandırdı: “Gazze’deki zulme karşı sessiz kalmak, sadece kınamakla yetinmek, tarihe karşı işlenmiş bir suçtur. Tarih, zulme karşı harekete geçmeyenleri kaydedecek ve affetmeyecektir. Bizler Saadet Partisi olarak, her zaman zalimin karşısında, mazlumun yanında durduk ve durmaya devam edeceğiz. Bizim için adalet, sadece bir kelime değil, bir yaşam biçimidir.”
