|
Tweet |
KREDİ KULLANIMI PATLADI, BORÇ SARMALI DERİNLEŞTİ
Anahtar Parti Erzincan İl Başkanı Ahmet Korkmaz, 2025 Nisan ayı itibarıyla toplam kredi hacminin yalnızca yılın ilk dört ayında %14 artarak 18 trilyon 387 milyar TL’ye ulaştığını belirterek, bireysel kredi ve kredi kartı kullanımındaki dikkat çekici yükselişi değerlendirdi. “Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartları toplamda 4.3 trilyon TL’yi aştı. Bu da tüm kredi hacminin %22’sine tekabül ediyor. Vatandaş artık temel ihtiyaçlarını bile borçla karşılıyor” dedi.
“KREDİ KARTI BORÇLARINI ÖDEYEMEYENLERİN SAYISI %43 ARTTI”
Korkmaz, ödeme gücünü kaybeden vatandaşların sayısının her geçen gün arttığını ifade ederek, “Sadece 2025’in ilk dört ayında kredi ve kart borcundan dolayı yasal takibe uğrayanların sayısı 863 bine ulaştı. Bu sayı geçen yılın aynı dönemine göre %43 artış gösterdi. Bu tabloyu sadece ekonomik değil, sosyal bir kriz olarak değerlendirmek zorundayız” şeklinde konuştu.
“DEPREM BÖLGESİNDE KREDİ YÜKÜ DAHA DA ARTTI”
İl Başkanı Korkmaz, en büyük kredi artışının 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerde yaşanmasına dikkat çekerek, “Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya gibi iller kredi borçlarındaki artışta başı çekiyor. Kriz her yerde derin ama afet yaşamış bölgelerde çok daha yıkıcı” ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM İÇİN YENİ POLİTİKALAR ŞART
Ahmet Korkmaz, Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Recep Kök tarafından hazırlanan ekonomi raporuna atıfta bulunarak, çözüm için önerilen yapısal adımlara destek verdi. “Yüksek faiz politikaları hem vatandaşı hem bankaları kilitlemiş durumda. Kötü kredilerin varlık yönetim şirketlerine devredilmesi, sorunu çözmek yerine yeni mağduriyetler yaratıyor. Türkiye Kötü Varlık Yönetim Şirketi gibi yeni ve şeffaf bir yapı kurulmalı, vatandaşlara gerçek yapılandırma fırsatları sunulmalı” şeklinde konuştu.
“BANKALARIN DA, HALKIN DA DAYANACAK GÜCÜ KALMADI”
Anahtar Parti Erzincan İl Başkanı Ahmet Korkmaz, açıklamasını şöyle sonlandırdı: “Enflasyonla mücadele adı altında yürütülen mevcut ekonomi politikaları iflas etmiştir. Kredilerle yaşayan bir toplum gerçeğiyle yüzleşmeli, yeni bir ekonomik rota çizilmelidir. Aksi takdirde hem finans sistemi hem toplum daha derin yaralar alacaktır.”
