|
Tweet |
Bilgi güvenliğinin artık bir seçenek değil, ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade eden Öztürk, “Devletin en kritik kurumlarına sızma girişimleri, basit bir teknik arıza olarak görülemez. Bu durum, doğrudan ülkenin bağımsızlığı ve egemenliği ile ilgilidir. Kamu altyapısındaki her zafiyet, ülke güvenliğinde onarılması zor gedikler açar” dedi.
Sahte diploma, usulsüz atama ve liyakatsizlik sorunlarının kamuda görev yapan dürüst ve ehil çalışanların emeğini gölgelediğini belirten Öztürk, “Halkın güvenini zedeleyen, kamu hizmetini etkisizleştiren her uygulama, aynı zamanda toplumsal adalet duygusunu da yok eder. Devlet kadrolarında görev almak, bilgi, tecrübe ve ahlakla mümkündür” ifadelerini kullandı.
Akademik dünyada ortaya çıkan para karşılığı verilen ödül ve unvanların, bilimsel üretimin güvenilirliğini sarstığını dile getiren Öztürk, “Gerçek bilimsel başarı, ancak uzun yıllar süren emek, araştırma ve etik ilkelere bağlı çalışma ile elde edilir. Parayla dağıtılan ödüller, akademinin geleceğini karartır” diye konuştu.
Çözüm olarak şeffaflık, bağımsız denetim ve hesap verebilirlik ilkesini öneren Öztürk, “Devletin itibarı, ancak adalet ve liyakat ilkeleriyle korunur. Her kademede denetim mekanizmaları güçlendirilmeli, kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasının önüne geçilmelidir” diyerek açıklamasını tamamladı.
