Tweet |
"AHLAKİ BİTİŞİN EN BARİZ ÖRNEKLERİNDEN BİRİ: YUNUS EMRE VAKFI SKANDALI"
Başkan Artar, adı manevi değerlerle anılan Yunus Emre Vakfı’nda yaşanan yolsuzluk skandalını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Adı hayır ve iyilikle anılan Yunus Emre Vakfı’nda, vakıf başkanının dolandırıcılık suçuyla yurt dışına kaçması, yardımcılarının arasında bir bakan, eşi ve bir siyasetçinin oğlunun yer alması ahlaki bitişin en bariz örneklerindendir. Manevi değerleri savunduklarını iddia edenler, bu değerleri hoyratça kullanarak toplumu bir çöküşe sürükledi. ‘Mal da yalan, mülk de yalan’ diyen Yunus Emre’nin adını taşıyan bir vakıfta yaşanan bu skandal, ülkemizin içinde bulunduğu ahlaki ve toplumsal erozyonu açıkça göstermektedir.”
"YALNIZCA ÇÜRÜME DEĞİL, BİR BİTİŞ NOKTASINDAYIZ"
Başkan Artar, toplumun her yönüyle bir yozlaşma içinde olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Bugün toplumumuz aileden ekonomiye, kültürden adalete kadar her alanda çürüme yaşıyor. Ancak çürümenin ötesinde, bir ahlaki bitişle karşı karşıyayız. Bu noktaya gelinmesinin temel nedeni, iktidarın manevi gerekçelerle aldığı desteği hoyratça kullanması ve toplumun değerlerini umursamamasıdır.”
"ÇOCUKLARIMIZI KORUYAMIYORUZ"
Başkan Artar, son dönemde yaşanan çocuk cinayetleri ve ihmallere de dikkat çekerek, devlet kurumlarını sorumluluk almaya çağırdı:
“Son dönemde Narin bebekten İzmir’de yanan çocuklarımıza kadar yaşanan trajediler, ülkemizde çocuklarımızın ne kadar korunmasız olduğunu göstermektedir. Çocuk cinayetleri ve çocuklara yönelik ihmaller, toplum vicdanında derin yaralar açmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Devlet Denetleme Kurulu, bu konuda acilen bir çalışma başlatmalıdır. Çocuklarımızın güvenliği ve geleceği için somut adımlar atılmak zorundadır.”
"TOPLUMSAL ÇÖKÜŞE DUR DEMELİYİZ"
Başkan Artar, toplumun içinde bulunduğu bu çöküşe karşı harekete geçilmesi gerektiğini belirterek açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Toplumumuzun içine sürüklendiği bu yozlaşma ve çöküşe dur demek için herkes sorumluluk almalıdır. Adaletin tecelli ettiği, çocukların güvenle büyüdüğü, manevi değerlerin yozlaşmadığı bir Türkiye için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bu ülkenin hak ettiği yönetim anlayışını hayata geçirmek için çalışmaya devam edeceğiz.”