|
Tweet |
Kurt açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü… Fakat Türkiye’de hak konuşmak bile artık başlı başına bir cesaret işine dönüştü. İnsanların yaşamı, güvenliği ve özgürlüğü tehdit altında. Sokakta yürüyen kadın kendini güvende hissetmiyor, evine dönen genç umudunu yitirmiş durumda, çocukların ise oyun çağında suç örgütlerinin hedefi haline gelmesini izliyoruz. Toplumun dokusu bozuluyor ancak iktidar görmezden geliyor.
Asgari ücretin kiraya yetmediği bir ülkede insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Barınma, beslenme, sağlık… En temel haklar bile fiilen kullanılamaz hale geldi. Esnaf kepenk açsa zarar ediyor, emekçi ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor. Bu tablo, ekonomik krizin ötesinde bir insan hakları krizidir.
Toplumsal şiddet tırmanıyor. Kadınlar korunamıyor, çocuklar savunmasız, suç yaşı her yıl daha da düşüyor. Devletin görevi yurttaşını korumaktır; ancak bugün vatandaş kendi kaderine terk edilmiştir. İnsan hakları gününde kutlanacak değil, sorgulanacak bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bağlar’da, Diyarbakır’da, Türkiye’nin her köşesinde insanlar eşitlik, adalet ve güven istiyor. İnsan hakları sadece bir gün hatırlamakla değil, her gün uygulanabilir hale getirmekle anlam kazanır. Ancak mevcut iktidar bu sorumluluğu yerine getiremiyor; ülkeyi daha da kırılgan bir hale getiriyor.
Bizler, vatandaşın sesi kısılsa da umudu tükenmediğini bilerek mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Kurt, açıklamasını “Bu ülkeye insan onuruna yakışır bir düzen kurmak bizim vazifemizdir” sözleriyle tamamladı.