Cihat Çetinkaya: Ekonomik Değerlendirmelerde Teknik Gerçeklik Ve Mali Disiplin Esas Alınmalı - GÜNDEM - İnternetin Ajansı

Ekonomik göstergelerin yalnızca teorik çerçevede yorumlanmasının eksik bir yaklaşım olacağını ifade eden Çetinkaya, bu göstergelerin işletmelerin ve hane halkının günlük mali kararlarına olan doğrudan etkileri üzerinden okunmasının daha sağlıklı sonuçlar doğuracağını vurguladı.

Vergi, finansman ve maliyet yapılarında yaşanan değişimlerin özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu belirten Çetinkaya, öngörülebilirliğin zayıfladığı dönemlerde yatırım kararlarının ertelendiğini, nakit yönetiminin ise daha kırılgan bir hale geldiğini dile getirdi. Enflasyonist ortamda mali tabloların doğru analiz edilmesinin ve gerçekçi bütçe planlamalarının hayati önem taşıdığını ifade etti.

Enflasyon muhasebesi uygulamasına da dikkat çeken Çetinkaya, bu düzenlemenin beklenmedik sonuçlar doğurarak bazı şirketler açısından haksız ve fiktif vergi yüklerine yol açabildiğini söyledi. Özellikle stok seviyesi yüksek ve gayrimenkul varlığı güçlü, birikimli şirketlerin enflasyon muhasebesi düzeltmeleri nedeniyle fiilen elde etmedikleri kazançlar üzerinden yüksek tutarlı kurumlar vergisi ödemek zorunda kaldıklarını belirten Çetinkaya, bu durumun vergilendirmede temel ilke olan “kazançla orantılı vergi” anlayışıyla çeliştiğini vurguladı. Çetinkaya, söz konusu uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ederek, enflasyon muhasebesine son verilmesinin mükellefler açısından daha adil bir sonuç doğuracağını dile getirdi.

Kamu maliyesi açısından şeffaflık ve hesap verebilirliğin altını çizen Çetinkaya, kurallı ve öngörülebilir bir mali yönetim anlayışının ekonomik güvenin temel unsurlarından biri olduğunu söyledi. Mali mevzuatın sade, anlaşılır ve uygulanabilir olmasının hem mükellef uyumunu artıracağını hem de kayıtlı ekonomiyi güçlendireceğini belirten Çetinkaya, vergi politikalarında istikrarın sürdürülebilir ekonomik yapı için vazgeçilmez olduğunu kaydetti.
Çetinkaya, mali karar alma süreçlerinde teknik uzmanlık ve veri temelli yaklaşımın esas alınması gerektiğini belirterek, ekonomik değerlendirmelerin kısa vadeli yorumlar yerine uzun vadeli mali gerçeklikler doğrultusunda yapılmasının önemine dikkat çekti.