|
Tweet |
“TAKDİR KOMİSYONLARI 10 KATA VARAN ARTIŞLAR YAPTI—VATANDAŞ HAKLI OLARAK ŞOKTA”
Çetinkaya, Türkiye genelinde takdir komisyonlarının belirlediği rayiç değerlerde büyük uçurumlar yaşandığını söyledi:
“Henüz hiçbir şey kesinleşmeden bile 10 kata varan artışlarla insanlar paniğe kapıldı. Açılan davalar var, meclis de konuyu gündeme almak zorunda kaldı. Bu, sistemin yanlışlığını gösteriyor.”
“EMLAK VERGİSİNDE TEMEL SORUN—VERGİ DEĞERİYLE TİCARİ DEĞERİN AYNI TUTULMASI”
Çetinkaya, sistemin kökten yanlış kurulduğunu belirterek şu uyarıda bulundu:
“Bir evin piyasa değeri ile devletin vergi amacıyla belirlediği değer aynı şey değildir. Siz bu iki alanı birbirine bağlarsanız, vatandaş her yıl artan vergi baskısıyla evinde kiracı durumuna düşer. Bu, vergi değil ekonomik bir tuzaktır.”
“YENİDEN DEĞERLEME ORANINI VERGİYE UYGULAMAK, YIPRANMA KURALLARIYLA ÇELİŞİYOR”
Gayrimenkullerin amortisman sürecine dikkat çeken Çetinkaya:
“Bir evin ekonomik ömrü 20–25 yıldır. Yıllık %4–5 yıpranma payı düşülmesi gerekir. Biz ne yapıyoruz? Tam tersine, yeniden değerleme oranının yarısıyla vergi değerini sürekli artırıyoruz. Ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan bir uygulama bu.”
“BELEDİYELERİN GELİRİ ARTIRILSIN AMA VATANDAŞA CEZA KESEREK DEĞİL”
Çetinkaya, sistemin hem belediyeler hem de vatandaş açısından sürdürülemez olduğunu söyledi:
“Yerel yönetimlerin gelirleri artırılmalı; bunu desteklerim. Ancak yöntem bu olmamalı. Vatandaş evinde otururken kira öder gibi vergi ödemek zorunda kalmamalı.”
“ÇÖZÜM: VERGİ DEĞERİ, AMORTİSMAN GERÇEKLİĞİNE GÖRE SABİTLENMELİ”
Çetinkaya çözüm önerisini şöyle ifade etti:
“Vergi değeri yıllık %5’i geçmeyecek şekilde artmalı; ticari piyasa değerinden tamamen ayrılmalı. Beş yılda bir yapılan ‘rayiç patlamaları’ hem adaletsiz hem de ekonomik olarak tehlikeli.”
“VATANDAŞA YÜK BİNDİREN DEĞİL, ADALETİ SAĞLAYAN BİR SİSTEME İHTİYAÇ VAR”
Çetinkaya açıklamasını, “Türkiye’nin vergi politikasında en acil ihtiyaç; adalet duygusunu yeniden tesis etmektir. Emlak vergisi, vatandaşın belini büken değil, makul ve öngörülebilir bir yapı haline gelmelidir,” sözleriyle tamamladı.