![]() |
Tweet |
“KULLANILAN DİL, KAMUOYUNDA DERİN ENDİŞELER OLUŞTURMUŞTUR”
Görmez, açıklamada geçen “Lozan”, “soykırım” ve “anayasa” gibi ifadelerin yalnızca bir terminolojik tercih değil, toplumu tahrik etme potansiyeli taşıyan siyasi mesajlar içerdiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu:
“Böylesine derin bir geçmişe sahip terör meselesinde atılan her adım, kullanılan her kelime titizlikle seçilmelidir. Açıklamada kullanılan bazı ifadeler, toplumun sinir uçlarına dokunmakta ve kamuoyunda haklı bir rahatsızlık yaratmaktadır. Bu ifadelerin gelişigüzel değil, stratejik hedeflerle kaleme alındığı açıktır. Devletin bu dili ve oluşturduğu riski göz ardı etmemesi gerekir.”
“DEVLET CİDDİYETİYLE BAĞDAŞMAYAN BİR DİKKATSİZLİK SÖZ KONUSUDUR”
DEVA Partisi Manisa İl Başkanı Görmez, sürecin yürütülme biçiminde ciddi tutarsızlıkların olduğunu vurgulayarak, şu görüşleri aktardı:
“Eğer bu açıklama uzun süredir hazırlığı yapılan bir sürecin parçasıysa, kullanılan terminolojinin nasıl gözden kaçtığı kamuoyunun meşru sorusudur. Devletin ilgili kurumları böylesi hassas bir konuda en küçük ayrıntıyı bile gözden kaçırmamalıdır. Bu, yalnızca bir güvenlik meselesi değil; aynı zamanda toplumsal bütünlüğün korunması meselesidir.”
“ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK ESASTIR”
Görmez, kamuoyunun süreçle ilgili yeterince bilgilendirilmediğini ve bunun belirsizlikleri artırdığını belirterek şu çağrıyı yaptı:
“Bu gibi kritik gelişmeler, kapalı kapılar ardında yürütülemez. Süreçte şeffaflık ve hesap verebilirlik esas alınmalı; toplumun tüm kesimlerine güven telkin edecek bir yaklaşım benimsenmelidir. Her aşamada doğru bilgilendirme yapılmalı, kamuoyunda yanlış anlaşılmalara ve algı boşluklarına yer bırakılmamalıdır.”
“TOPLUMSAL BARIŞ, GÜVENLİK KADAR DİL VE YÖNTEM MESELESİDİR”
Açıklamasının sonunda kamuoyuna sağduyu ve devlete sorumluluk çağrısında bulunan Gökhan Görmez şu ifadelerle açıklamasını tamamladı:
“Terörle mücadele yalnızca sahada verilen bir mücadele değildir. Aynı zamanda toplumsal birlik duygusunun, adaletin ve güvenin inşasıyla da ilgilidir. Bu süreçler, kamu vicdanında karşılık bulmak istiyorsa kullanılan dilden uygulanan yönteme kadar her detay toplumsal sorumlulukla şekillenmelidir. Türkiye, böylesi dönemlerde sağduyulu ve ilkeli bir yaklaşımla yönetilmeyi fazlasıyla hak etmektedir.”