![]() |
Tweet |
“Devletin Güvenilirliğini Zedeleyen Yapılarla Hesaplaşılmalı”
Güler, kamuoyunu sarsan çeteleşme iddialarına dikkat çekerek, “Uyuşturucu ticaretinden sahte diplomalara, sınav sorusu hırsızlıklarından kayırmacılık düzeneklerine kadar uzanan bu tablo, milletimizin devlete olan inancını zayıflatıyor. Hukukun üstünlüğü tesis edilmeden, bu sorunlar çözülemez” ifadelerini kullandı.
Veri güvenliği meselesinin teknik bir konu olmanın ötesinde milli güvenlik meselesi olduğunu vurgulayan Güler, “T.C. kimlik numaralarımızdan elektronik imzalarımıza kadar her bilgi, stratejik önemdedir. Bu verilerin kimlerin elinde olduğu ve ne amaçla kullanıldığı açıkça ortaya konmalı; sorumluların hesap vermesi sağlanmalıdır” dedi.
“Eskişehir’in Üretim Gücü Korumaya Değer”
Güler, Eskişehir’in tarım ve hayvancılıkta önemli bir merkez olduğuna dikkat çekerek, “Zirai don, kuraklık ve zararlılar nedeniyle üretici ciddi kayıplar yaşıyor. Ayçiçeği, buğday, pancar ve sebze üretiminde rekolte düşüşleri, hem çiftçiyi hem de bölge ekonomisini olumsuz etkiliyor. Çiftçinin emeğinin karşılığını alabilmesi için fiyat politikaları ve destekler acilen gözden geçirilmelidir” diye konuştu.
Orman yangınları ve afetlere karşı hızlı müdahalenin yerel halkın varlığıyla mümkün olduğunu belirten Güler, “Boşalan köyler, afetlere karşı en büyük zafiyettir. Orman köylüsünün köyüne dönmesini teşvik eden sosyal ve ekonomik programlar hayata geçirilmelidir” dedi.
“Enflasyon Halkın Umutlarını Tüketiyor”
Ekonomideki bozulmanın yalnızca alım gücünü değil, toplumsal huzuru da zedelediğini söyleyen Güler, “Açlık sınırı asgari ücretin üzerine çıkmış, yoksulluk sınırı ise dört asgari ücrete dayanmıştır. Vergi yükünün dar gelirliye yıkıldığı, büyük sermayenin ise korunmaya devam ettiği bu düzende adaletten söz edilemez” ifadelerini kullandı.
Faruk Güler, “Adaletin sağlandığı, üretim odaklı, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışı; Eskişehir’in ve Türkiye’nin geleceğini yeniden inşa etmenin tek yoludur” diyerek açıklamasını tamamladı.