|
Tweet |
Kocabıyık, farklı siyasi partilerden milletvekilleriyle birlikte Gazze’ye insani yardım ulaştırmayı hedefleyen Sumut Filosuna katılmak üzere yola çıkan Türk heyetinin akreditasyonlarının iptal edilmesine tepki gösterdi. “Başlangıçta hiçbir sorun yokken, İsrail’in saldırılarının ardından Türk milletvekilleri ve STK temsilcilerinin filodan dışlanması, uluslararası baskının açık bir göstergesidir. Bu haksızlığı kabul etmemiz mümkün değildir.” dedi.
“İslam Ülkelerinin Sessizliği İsrail’in Zulmünü Besliyor”
Doha’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi zirvesinden somut karar çıkmamasını da eleştiren Kocabıyık, “Gazze’de her gün yüzlerce masum insan hayatını kaybederken Müslüman ülkelerin yalnızca kınama ile yetinmesi, zalimlere cesaret vermektedir. İslam dünyasının sessizliği, İsrail’in katliamlarını daha da artırmaktadır. Bugün sessiz kalanlar, yarın Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın yıkımına da seyirci kalacaklardır.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Daha Etkin Rol Üstlenmeli”
Türkiye’nin sadece kınama mesajlarıyla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Kocabıyık, “Kızılay öncülüğünde uluslararası yardım gemileri hazırlanabilir, gözlemci heyetler oluşturularak sürecin güvenliği sağlanabilir. Türkiye bu süreçte öncü ve aktif bir rol almalı, sadece diplomatik değil fiili girişimlerde de bulunmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gazze Dostluk Grubu Kurulsun”
Kocabıyık, TBMM’de Gazze Dostluk Grubu kurulması önerisini de desteklediğini belirterek, “Gazze davası yalnızca siyasi alanda değil, toplumsal hafızada da yaşatılmalıdır. Caddelere, meydanlara, parklara Gazze adı verilerek bu dava sürekli gündemde tutulmalıdır. Sanatçılardan yazarlara kadar toplumun tüm kesimleri bu zulmün karşısında sesini yükseltmelidir.” dedi.
Fatih Salih Mehmet Kocabıyık açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Gazze ve Kudüs için atılacak her radikal adımda devletimizin yanındayız. Zulme sessiz kalmak, tarih önünde büyük bir vebal olacaktır.”
