![]() |
Tweet |
Yazıcı, bu tür uygulamaların Türkiye'nin demokrasi anlayışıyla bağdaşmadığını belirterek, “Hukuk devleti; eleştiriyi suç, farklı düşünceyi tehdit olarak gören değil, bunları özgürlük çerçevesinde değerlendiren bir anlayışı gerektirir” ifadelerini kullandı.
Yazıcı, kamu görevlerinin halk adına ve anayasal sorumlulukla yürütüldüğünü belirterek, iktidar sahiplerinin eleştiriden muaf tutulamayacağını vurguladı. “Cumhurbaşkanı, padişah değildir; vatandaş da suskun tebaa değildir. Demokratik sistem, yönetenleri yücelten değil, denetleyen bir iradeyle işler” dedi.
“Adaletin Ölçüsü, Kimin Konuştuğuna Değil, Ne Kadar Özgürce Konuşabildiğine Bağlıdır”
Hakan Yazıcı açıklamasında, ifade özgürlüğünün sadece teoride değil, uygulamada da güvence altına alınması gerektiğini ifade etti. “Bir söz nedeniyle gözaltı süreci başlatılıyorsa, orada anayasal haklar tehdit altındadır. Devlet, vatandaşın sesini duymaktan korkmamalıdır” diye konuştu.
“Bugün bir yurttaşın sözü yargı konusu yapılıyorsa, yarın suskunluğun kendisi mecburiyet haline gelir. Bu, sadece hukuk krizine değil, toplumsal travmaya yol açar.”
“Anahtar Parti’nin Tavrı Net: Hür İrade, Hakkaniyetli Hukuk”
Yazıcı, Anahtar Parti olarak hukukun üstünlüğüne ve anayasal düzenin korunmasına öncelik verdiklerini belirterek, şu ifadelerle açıklamasını sonlandırdı:
“Türkiye’nin ihtiyacı olan; halktan korkan bir iktidar değil, halkı dinleyen bir yönetimdir. Söz söyleyen değil, susturulmak istenen cezalandırıldığında, hepimiz özgürlüğümüzden bir parça kaybederiz. Anahtar Parti olarak, adil, özgür ve katılımcı bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz. Çünkü biz, milletin sesini kesmeye değil, yükseltmeye talibiz.”