|
Tweet |
Genel Başkan Uzun, son aylarda hızla artan enflasyonun ve yükselen yaşam maliyetlerinin vatandaşları derinden etkilediğini vurguladı. Temel ihtiyaç maddelerinin, enerji ve ulaşım maliyetlerinin sürekli artmasının halkın alım gücünü ciddi şekilde azalttığını ifade eden Uzun, şunları söyledi: "Enflasyon ve yüksek yaşam maliyetleri karşısında halk mağdur ediliyor.
Vatandaşlarımız temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca insanız var. Enflasyonun bu kadar yüksek seyrettiği bir dönemde, asgari ücretlinin alım gücünün arttırılmaması asgari ücretli vatandaşlarımızı daha da zor duruma sokuyor.
Ekonomik kriz, toplumsal barışı tehdit ediyor. Vatandaşlarımız geçim derdinde, sosyal huzursuzluklar artıyor. Hükümetin bu duruma acil ve etkili çözümler üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde, hem iç karışıklık hem de ekonomik kriz Türkiye'yi büyük bir felaketin içerisine sürükler. Bu felaket de Türkiye'nin ekonomik ve sosyolojik olarak sonunu getirir"
Asgari ücretin alım gücünü artırmak için zam yapmadan bile Hükümetin bazı adımlar atarak bu sorunu çözebileceğini belirten Uzun. İşte bu konuda düşünülebilecek bazı önlemleri sıraladı;
Para Politikaları ve Enflasyon Kontrolü: Merkez bankaları, enflasyonu kontrol etmek ve para biriminin değerini korumak için para politikalarını yönetir. Enflasyonu düşük tutmak, alım gücünü artırabilir.
Vergi Düzenlemeleri: Vergi politikaları, gelir dağılımını etkiler. Daha adil vergi sistemleri, düşük gelirli kesimlerin alım gücünü artırabilir.
Eğitim ve Beceri Geliştirme: Eğitim ve mesleki beceri kazandırma programları, insanların daha iyi işlere erişimini sağlar ve dolayısıyla alım gücünü yükseltir.
Sağlık ve Enerji Harcamalarını Azaltmak: Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak ve enerji maliyetlerini düşürmek, ailelerin harcamalarını azaltır.
Temel İhtiyaçlara Odaklanmak: Temel gıda, barınma ve ulaşım ihtiyaçlarını karşılamak, alım gücünü artırır.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) İzlemek: TÜFE, enflasyonun etkisini gösterir. TÜFE’ye dayalı olarak alım gücünün hesaplanması önemlidir.
İşsizlikle Mücadele: İşsizlik oranının düşürülmesi, insanların gelir elde etmelerini kolaylaştırır.
Döviz Kuru İstikrarı: Döviz kurlarının istikrarlı olması, ithalat ve ihracatın dengelenmesine yardımcı olur ve alım gücünü etkiler.
Unutulmamalıdır ki alım gücünü artırmak, karmaşık bir süreçtir ve birden fazla faktörü içerir. Bu adımlar, genel bir bakış sunar ve daha detaylı politika ve uygulamalar gerektirir.
Bu belirttiğimiz Politikaları yapabilecek Ülkede ne hükümet var nede bunu uygulamaları yapmaları adına baskı yapabilecek bir Muhalefet mevcut.
Ayrıca, asgari ücretin alım gücünün düşmesi, özellikle dar gelirli vatandaşlarımızı olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, sosyal yardım programları ve ekonomik politikaların dikkatli bir şekilde yönetilmesi önemlidir.” dedi.
Uzun Bazı ülkelerdeki etkili sosyal yardım programları araştırdıklarını dile getirerek bu ülkeleri sıraladı ve çözüm önerileri sundu,
Uzun, Konuşmasının devamında "Sosyal refah, bir toplumdaki kişilerin refahını ve ekonomik güvenliğini artırmak için tasarlanmış hükümet programlarını ve politikalarını kapsar. Bu nedenle birincil amacı işsizlik, engellilik, yoksulluk, yaşlılık, sistemik eşitsizlik ve daha fazlası gibi sorunlarla karşı karşıya olanlara yardım ve destek sağlamaktır."
Güney Afrika: Güney Afrika, sosyal yardım programlarıyla yoksulluğu azaltmada başarılı olmuştur. Nakit transfer programları, beslenme ve gıda güvenliği, eğitim düzeyi, sağlık, işgücü arzı ve geçim kaynakları gibi birçok alanda olumlu etkilere sahiptir
Kolombiya: Kolombiya, sosyal yardım programlarına %3.44 oranında kaynak ayırarak yoksulluğu azaltmıştır.
Arjantin: Arjantin, sosyal yardım programlarıyla yoksulluğu hafifletmektedir.
Mısır: Mısır, sosyal yardım programlarına %2.92 oranında yatırım yapmıştır.
Cezayir: Cezayir, sosyal yardım programlarına %2.28 oranında kaynak ayırmıştır
Hindistan: Hindistan, sosyal yardım programlarına %1.43 oranında yatırım yapmıştır
Çin: Çin, sosyal yardım programlarına %1.05 oranında kaynak ayırmıştır
Bu ülkeler, farklı ihtiyaçlara ve koşullara göre çeşitli programlar geliştirmişlerdir, Bu programları da göz önüne alarak daha etkin bir yapı oluşturulmalıdır." İfadelerine yer verdi.
