|
Tweet |
ÇELİŞEN RAPORLAR
İddialara göre, İslahiye Devlet Hastanesi ve Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen ilk raporlarda Refik Deli Ali’nin darp ettiği ileri sürülen Fevzullah Ç.’nin kafa tasında kırık olduğu ve hayati tehlikesi bulunduğu belirtildi. Bu raporlar, tutuklama kararına dayanak olarak gösterildi.
Ancak sanık avukatı Bekir Sönmez, raporların doğruluğuna itiraz ederek müvekkilinin başka bir tam teşekküllü hastaneye sevkini talep etti. Dosya Gaziantep Şehir Hastanesi’ne gönderildi ve burada yapılan incelemede, kafa tasında kırık veya hayati tehlike bulunmadığına dair rapor düzenlendi. Bu gelişmenin ardından Refik Deli Ali yaklaşık 71 gün süren tutukluluğun ardından serbest bırakıldı.
SAVCILIĞIN TUTUMU TARTIŞILIYOR
Avukat Bekir Sönmez’in olayın yaşandığı güzergâha ait kamera kayıtlarının toplanması yönündeki taleplerinin uzun süre karşılıksız kaldığı iddia ediliyor. Kamuoyunda, savcılığın bu süreçte delil toplama konusunda yeterli hassasiyeti göstermediği yönünde eleştiriler dile getiriliyor. Hukukçular, bu durumun “suçu örtbas etme” amacı taşıdığı anlamına gelmediğini ancak soruşturmanın şeffaf yürütülmemesi nedeniyle ciddi soru işaretleri doğurduğunu vurguluyor.
KİMLERİN ADI GEÇİYOR?
Olayla ilgili tartışmalarda adı geçenler arasında MHP İslahiye İlçe Başkanı Muammer Ç., İslahiye Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Esra Savuk Ç., pratisyen hekim Dr. Ebrugül T. ve adli tıp uzmanı Dr. Fatma Esen G. bulunuyor. Kamuoyundaki iddialar, bu isimlerin süreçte rolü olup olmadığına dair yetkili kurumların kapsamlı bir inceleme yapması gerektiğini gündeme taşıyor.
HUKUK DEVLETİ VE TARAFSIZLIK VURGUSU
Yaşanan gelişmeler, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda kamuoyunda endişelere yol açtı. Hukukçular, “Yanlış kararlar ya da eksik soruşturma ihtimalleri basit bir özürle geçiştirilemez. Hukukun üstünlüğü; delillerin titizlikle toplanması, tarafsız bir şekilde değerlendirilmesi ve sürecin şeffaf yürütülmesiyle sağlanır” görüşünü dile getiriyor.
RESMİ SORUŞTURMA BEKLENTİSİ
Kamuoyunda, Adalet Bakanlığı ve Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK)’nun bu iddiaları araştırması ve varsa usulsüzlükleri ortaya çıkarması yönünde beklenti artıyor. Özellikle savcılık makamının süreçteki tutumu, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından dikkatle incelenmesi gereken bir konu olarak öne çıkıyor.
Türkiye’de hukuk devletine olan güvenin korunabilmesi için hızlı, bağımsız ve şeffaf bir inceleme yapılmasının zorunluluğu bir kez daha gündeme geliyor.
