|
Tweet |
“Kritik Kurumlara Sızma, Ulusal Güvenlik Sorunudur”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada, e-Devlet, YÖK, BTK, Göç İdaresi ve çeşitli bakanlıklara ait sistemlere sahte e-imzalar ve çalıntı kimlik bilgileriyle sızıldığı iddialarına dikkat çeken Baydar, “Bu tür vakalar, basit bir idari zafiyet olarak görülemez. Doğrudan ülkemizin bilgi güvenliği ve egemenliğini ilgilendiren ulusal güvenlik boyutunda tehditlerdir” dedi.
“Liyakatin Yok Sayılması, Toplumsal Adaleti Yıkar”
Sahte belgelerle göreve gelen kişilerin varlığının, hak eden binlerce vatandaşın emeklerini boşa çıkardığını söyleyen Baydar, “Liyakatsiz atamalar, hem kamu hizmetlerinin kalitesini düşürür hem de vatandaşın devlete olan güvenini zedeler” ifadelerini kullandı.
Baydar, para karşılığı dağıtıldığı ortaya çıkan bazı uluslararası akademik ödüllerin Türkiye’deki üniversitelere de verilmiş olmasının düşündürücü olduğunu belirtti. “Bilim, etik değerlerle ayakta kalır. Akademik itibar, parayla satın alınabilecek bir vitrin süsü haline getirilirse, geleceğimizin temeli olan eğitim sistemi çöker” dedi.
“Kamu Kaynakları Haksız Kullanıma Açık Olamaz”
Baydar, bu tür usulsüzlüklerin yalnızca adli soruşturmalarla değil, aynı zamanda sıkı bir idari denetim ve şeffaflık politikasıyla önlenebileceğini ifade etti. “YÖK başta olmak üzere tüm yetkili kurumlar, şaibeli unvan ve ödülleri iptal etmeli, kamu kaynaklarını kişisel menfaatleri için kullananlardan hesap sormalıdır” çağrısında bulundu.
Metin Baydar, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Devletin itibarı, halkın güveniyle ölçülür. Anahtar Parti olarak, adaletin üstünlüğünü koruyan, liyakati esas alan ve şeffaf yönetim anlayışını benimseyen bir sistem için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
