|
Tweet |
Mahmut Arıkan’ın son dönemde yaptığı açıklamaların, farklı kuşakların ortak bir adaletsizlikte buluştuğunu net biçimde ortaya koyduğunu belirten Oğuz, “Bugün gençler bu ülkede gelecek kurabileceklerine inanmıyor, emekliler ise yıllarca verdikleri emeğin karşılığını alamıyor. Bu tablo, geçici değil; yapısal bir krizin sonucudur” dedi.
Gençlerin yurt dışına yönelmesinin yalnızca ekonomik gerekçelerle açıklanamayacağını vurgulayan Oğuz, “Gençlerimiz saygı, adalet ve huzur talep ediyor. Sisteme güvenin olmadığı yerde beyin göçünü durduramazsınız. Güven tesis edilmeden hiçbir teşvik kalıcı sonuç üretmez,” ifadelerini kullandı.
“Emekli Hayatta Kalma Mücadelesine Zorlanıyor”
Emeklilerin yaşadığı ağır koşullara da dikkat çeken Oğuz, ileri yaşlarda çalışmak zorunda kalan ve bu süreçte hayatını kaybeden emeklilerin sosyal devlet anlayışının geldiği noktayı gösterdiğini söyledi.
“Emeklinin dinlenmesi gereken bir dönemde şantiyelerde, direksiyon başında, ağır işlerde çalışmak zorunda kalması kabul edilemez. İzbe pansiyonlar emekliler için son sığınak haline gelmişse burada ciddi bir vicdan ve adalet sorunu vardır,” dedi.
Türkiye’de imkân eksikliğinden ziyade adaletsiz bir dağılım yaşandığını belirten Oğuz, “Genç emeği değersizleştiriliyor, emekli yük gibi görülüyor. Oysa sosyal devlet, en kırılgan kesimlerini korumakla yükümlüdür,” değerlendirmesinde bulundu.
“İnsanı Merkeze Alan Bir Düzen Şarttır”
Açıklamasının sonunda Saadet Partisi’nin yaklaşımını vurgulayan Bilal Oğuz, kalıcı çözümün köklü bir dönüşümden geçtiğini belirterek şunları söyledi:
“Gençlerin umutla, emeklilerin onurla yaşayabildiği bir Türkiye mümkündür. Bunun yolu; adaleti esas alan, güven veren ve insanı merkeze koyan bir sistemi kararlılıkla inşa etmekten geçmektedir.”