![]() |
Tweet |
“Gelinlik Hayal, Damatlık Borç, Düğün İmkânsız: Ekonomik Gerçekler Aile Kurulumunu Engelliyor”
Tokgöz, 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesine rağmen gençlerin aile kuramadığını vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bir gelinlik en az bir emekli maaşı, bir damatlık bir asgari ücret. Ev kurmak için en temel eşyalarla bile 500 bin lira gerekiyor. Bugün ortalama bir düğünün maliyeti ise 400 bin lirayı buluyor. Yani bir genç evlenmek istese, yemeden içmeden çalışarak 45 ay maaş biriktirmeli. Bir emekli babanın ise 62 aylık maaşı buna ancak yetiyor. Aile Yılı’nda gençlerimiz aile değil borç kuruyor.”
Tokgöz, Aile Bakanı’nın “Seviyorsan, git evlen” açıklamasına atıfla, “Gençlerimiz seviyor, ama geçinemiyor. Ekonomi el vermediği sürece bu söylem yalnızca bir ironi olarak kalır” dedi.
“Vitrin Mankenleri Değil, Gerçek Hayatlar Konuşulmalı”
Tokgöz, Arıkan’ın TBMM kürsüsüne getirdiği gelinlik ve damatlık giydirilmiş vitrin mankenlerinin, siyasi bir metafordan fazlası olduğunu belirterek, “O vitrin mankenleri aslında yüz binlerce gencin gerçeğini yansıtıyor. Evlenmek isteyen gençler hayallerini fiyat etiketleriyle ölçmek zorunda kalıyor. Biz bu utanç verici tabloyu normalleştiremeyiz” dedi.
Tokgöz, hükümetin zaman zaman açıkladığı indirim kampanyalarının ve tek seferlik desteklerin sorunu çözmediğini vurgulayarak, “150 bin TL’lik yardım enflasyon karşısında çoktan eridi. Üstelik bu desteği dahi sınırlı kişiye veriyorsunuz. Biz sürdürülebilir, kapsamlı ve kalıcı çözümler istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Adalet, Sadece Muhalefet İçin mi Var?”
Konuşmasında yargı bağımsızlığına da değinen Tokgöz, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara işaret ederek şunları söyledi:
“Bugün ülkemizde bir anlayış yerleşmiş durumda: Önce suç isnat et, tutukla, sonra delil ara. Bu anlayış, sadece muhalefete yöneldiğinde ‘hukukun üstünlüğü’ değil, ‘siyasi tasfiye’ olur. Aynı suçlar iktidara yakın isimlerde görüldüğünde dosyalar ya kapanıyor ya da sessiz sedasız aklanıyor.”
Tokgöz, Elazığ Belediyesi’ne araç kiralama dosyasına da değinerek, “Aziz İhsan Aktaş’ın belediyeye 539 milyon liraya araç kiraladığı iddiası belgeli. Daha ne kadar delil, daha ne kadar tanık lazım? Söz konusu muhalifler olunca kelepçeler, baskınlar, fezlekeler gündeme gelirken, iktidar çevresinde bu usul işlemiyor” dedi.
“Sandık Umudu Zedeleniyor, Demokrasinin Temeli Sarsılıyor”
Tokgöz, Türkiye’nin seçim sisteminin güvenilirliğinin yara aldığını ve seçilmiş belediye başkanlarının kolayca görevden alınmasının demokratik hukuk devleti açısından kabul edilemez olduğunu ifade etti. “Seçme ve seçilme hakkı bu kadar kolay itibarsızlaştırılamaz. Halkın sandığa güveni kalmazsa, rejimin meşruiyeti de tartışılır hâle gelir” diye konuştu.
Tokgöz, Mahmut Arıkan’ın konuşmasındaki sembolik ifadeye de destek vererek sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Türkiye, ayakkabı kutularına da, baklava kutularına da mahkûm değildir. Bu düzeni değiştirmek, adaleti yeniden tesis etmek, gençlerin hayalini gerçeğe dönüştürmek zorundayız. Saadet Partisi olarak gençlerin yükünü hafifletecek, toplumu huzura kavuşturacak politikalarımızla sahadayız. Gençlerimiz yalnız değildir. Bu karanlığı birlikte aşacağız.”