|
Tweet |
“DİKTATÖRLÜKLERİN SONU YIKIMDIR, BEDELİNİ HER ZAMAN HALK ÖDER”
Açıklamasında dünya tarihinin acı tecrübelerine dikkat çeken Yağlı, emperyal güçlerin en iyi bildiği şeyin “diktatörlük kurmak ve zamanı geldiğinde yine kendilerinin yıktığı düzenlerin altında halkı bırakmak” olduğunu ifade etti.
“Totaliter rejimlerin çöküşü hiçbir ülkede istikrar getirmemiştir” diyen Yağlı, Suriye’de Beşşar Esad yönetiminin yıllar içinde tam bir baskı düzenine dönüştüğünü, bugün ise bu çöküşün yerini çok parçalı bir sömürge düzenine bıraktığını söyledi.
“IRAK VE SURİYE SINIRI HER AN PATLAMAYA HAZIR AÇIK BİR YARADIR”
Hakan Yağlı, Türkiye’nin güney hattını şöyle tanımladı:
“Bugün Irak ve Suriye sınırı, her an her türlü komplonun, müdahalenin, provokasyonun gerçekleşebileceği üstü açık bir yaradır. Bu yara kapanmazsa, kangren kaçınılmazdır.”
Geçmişte Suriye ve Irak’ın Türkiye için birer istinat duvarı olduğunu, yanlış politikalar nedeniyle bu duvarların yıkıldığını belirten Yağlı, yaşanan erozyonun hızla Türkiye’ye doğru kaydığını ifade etti.
“RAKKA HATTINA KADAR İNECEK GÜÇLÜ BİR GÜVENLİK DUVARI ŞART”
Yağlı, Türkiye’nin sınır güvenliğini “lafla değil,” somut adımlarla güçlendirmesi gerektiğini söyledi.
Önerdiği güvenlik planı şu başlıkları içeriyor:
Irak ve Suriye sınırları boyunca Rakka’ya kadar uzanan askeri güvenlik bariyeri kurulması
Elektronik izleme sistemlerinin tüm sınır boyunca devreye alınması
Anti-personel ve anti-tank mayınlarının yeniden tahkim edilmesi
Süreli sokağa çıkma yasağıyla eş zamanlı ülke çapında güvenlik taraması yapılması
Adrese dayalı nüfus sayımının hızla tamamlanması
Kayıtlı turistler, yabancı öğrenciler ve görevliler hariç tüm kayıt dışı yabancıların derhal sınır dışı edilmesi
Yağlı, “Güvenliği sağlayamayan bir ülkenin ekonomisini, sosyal barışını, istikrarını koruması mümkün değildir” dedi.
“İKTİDAR BU ADIMLARI ATAR MI BİLMİYORUZ AMA UYARMAK MİLLİ GÖREVİMİZDİR”
Türkiye İttifakı Genel Başkan Yardımcısı, mevcut siyasi iradenin bu tedbirleri uygulayacağına dair bir işaret görmediğini ancak millet adına bu uyarının yapılmasının zorunluluk olduğunu söyledi.
Açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Biz ülkeyi yönetiyor olsak bu adımlar gecikmeden atılırdı. Dahası, Türkiye’yi bu tehlikeye sürükleyecek yanlışların içine zaten düşmezdik. Ancak bugün geldiğimiz noktada yapılması gerekenleri cesurca söylemek milli sorumluluğumuzdur.”
“TEHLİKE BÜYÜKTÜR — SINIR GÜVENLİĞİ OLMADAN İÇ GÜVENLİK SAĞLANAMAZ”
Hakan Yağlı, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu riskin boyutunun artık gizlenemeyecek kadar büyük olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye çok ciddi bir tehlikenin içindedir. Sınır güvenliği sağlanmadan iç düzenin korunması mümkün değildir. Bu gerçeği görmek ve gereğini yapmak zorundayız.”