|
Tweet |
Bozyokuş, üç ayların insanı gündelik alışkanlıkların dışına çıkararak hayatın anlamı, toplumsal duruş ve sorumluluklar üzerine yeniden düşünmeye sevk eden özel bir dönem olduğunu belirterek, Regaip Kandili’nin ise niyetlerin berraklaştığı, beklentilerden çok yükümlülüklerin öne çıktığı müstesna bir eşik olduğunu vurguladı. Maneviyatın, söylemle değil tutarlılıkla değer kazandığını dile getirdi.
Açıklamasında, büyükşehirlerde artan yalnızlık ve duyarsızlık sorunlarına dikkat çeken Yılmaz Bozyokuş, “Şehir hayatının hızı, insanı birbirinden uzaklaştırırken, vicdanı da sessizleştirebiliyor. Üç aylar, bu sessizliği bozarak insanı hem kendisiyle hem de yaşadığı çevreyle yeniden ilişki kurmaya davet eder” değerlendirmesinde bulundu.
Regaip Kandili’nin, bireyi yalnızca kendisine yönelten bir içe dönüş değil, aynı zamanda topluma karşı sorumluluk almaya çağıran bir anlam taşıdığını ifade eden Bozyokuş, paylaşma kültürünün, hak ve emek hassasiyetinin bu manevi dönemin temel dayanakları arasında yer aldığını belirtti.
Yılmaz Bozyokuş, Beyoğlu’nda yaşayan vatandaşların ve tüm İslam âleminin üç aylarını ve Regaip Kandili’ni tebrik ederek, bu mübarek zamanların sağduyu, adalet ve insani değerler ekseninde daha dengeli bir toplumsal yaşamın güçlenmesine vesile olmasını temenni etti.